Bilgisemti
Bilgi ve araştırma adresi

Osmanlı Tarihi

 





Osmanlı İmparatorluğu
(Osmanlı Türkçesi: دَوْلَتِ عَلِيّهٔ عُثمَانِیّه Devlet-i ʿAliyye-yi ʿOsmâniyye[9][10]) 1299-1923 yılları arasında varlığını sürdürmüş Türk devleti. Doğu Avrupa, Güneybatı Asya ve Kuzey Afrika'ya kadar topraklarını genişletmiş ve 16. yüzyılda dünyanın en güçlü imparatorluğu halini almıştır. Arnold Joseph Toynbee gibi bazı tarihçiler Türkiye'nin tek ardıl devlet sayılması gerektiğini savunurlar.[11]

Devletin kurucusu ve Osmanlı Hanedanının atası olan Osman Gazi, Oğuzların Bozok kolunun Kayı boyundandır.[12] Devlet, Bilecik ilinin Söğüt ilçesinde kurulmuştur. Osmanlı Devleti'nin bağımsız bir devlet olarak tarih sahnesine çıkması yaygın kabule göre 1299 yılında olmuştur. Ancak Prof. Dr. Halil İnalcık ve bazı diğer akademisyenler, Osmanlı Devleti'nin 1299'da Söğüt'te değil 1302'de Yalova'da Bizans'a karşı yaptığı Bafeus Savaşı sonrasında devlet niteliğini kazandığını iddia ederler.[13][14] İstanbul ile sınırlı bir şehir devletine dönüşmüş olan Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'nu yıkmış, bazı tarihçilere göre bu Yeni Çağ'ı başlatan olay olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu gücünün doruğunda olduğu 16. ve 17. yüzyıllarda üç kıtaya yayılmış ve Güneydoğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın büyük bölümünü egemenliği altında tutmuştur. Ülkenin sınırları batıda Cebelitarık Boğazı (ve 1553'te Fas kıyıları'na, doğuda Hazar Denizi ve Basra Körfezi'ne, kuzeyde Avusturya, Macaristan ve Ukrayna'nın bir bölümüne ve güneyde Sudan, Eritre, Somali ve Yemen'e uzanmaktaydı.[15] Osmanlı İmparatorluğu 29 eyaletten ve vergiye bağlanmış Boğdan, Erdel ve Eflak prensliklerinden oluşmaktaydı. Devlet zaman zaman denizaşırı topraklarda da söz sahibi olmuştur. Atlantik Okyanusu'ndaki kısa süreli toprak kazanımları Lanzarote[16] (1585), Madeira (1617), Vestmannaeyjar[17] (1627) ve Lundy[18](1655) bu duruma örnek olarak gösterilebilir.

Devlet altı yüzyıl boyunca Doğu dünyası ile Batı dünyası arasında bir köprü işlevi görmüştür. Hakimiyeti altında bulunan topraklarda yaşayan halklar zaman zaman, toplu ya da yerel ayaklanmalar ile Osmanlı iktidarına karşı çıkmışlardır. Genel olarak din, dil ve ırk ayrımından uzak durduğu için yüzyıllarca birçok devleti ve milleti hakimiyeti altında tutmayı başarmıştır.[19]Osmanlı İmparatorluğu, eski Türk örf ve adetlerinin ve İslam kültürünün yükümlülüklerinin doğrultusunda bir yönetim şekli belirlemiştir.[20]

İmparatorluk dönemi, 1453

  • Halk Latincesi: Turchia ya da Imperium Turcicum
  • İngilizce: Turkey (Halk Latincesi'nden türetilmiştir) ya da Turkish Empire. Günümüzde modern Türkiye için "Turkey" kullanımının yaygın olmasının yanı sıra "Republic of Turkey" kullanımıyla Osmanlı İmparatorluğu dönemi ile modern Türkiye dönemi birbirinden ayrılır.
  • İngilizce: Ottoman Empire, Osmanic Empire, Osmanian Empire
  • Osmanlıca: دولت عليه عثمانيه Devlet-i Âliye-yi Osmâniyye (Yüce Osmanlı Devleti)[21]
  • Osmanlıca: Devlet-i Âliye (Yüce Devlet)
  • Osmanlıca: Devlet-i Ebed-Müddet (Ebedi Devlet)
  • Osmanlıca: Memâlik-i Mahrûse (Korunmuş Memleket)
  • Osmanlıca: Memâlik-i Mahrûse-i Osmanî (Osmanlılar'ın Korunmuş Memleketi)
  • Türkçe: Osmanlı İmparatorluğu, Osmanlı Devleti
  • Arapça: الدولةُ العليةُ العثمانيةُ Ad-Dawlat al-ʻĀlī al-ʻUthmānī (Ebedi Osmanlı Devleti)
  • Sırpça: Османско царство (Osmanlı İmparatorluğu)
  • Bulgarca: Османска империя (Osmanlı İmparatorluğu)
  • Yunanca: Οθωμανική Αυτοκρατορία; Othomanikí Aftokratoría (Osmanlı İmparatorluğu)
  • Gürcüce: ოსმალეთის იმპერია; Osmaletis Imperia (Osmanlı İmparatorluğu)
  • Ermenice: Օսմանյան Կայսրություն; Osmanyan Kaysroutyoun (Osmanlı İmparatorluğu)
  • Arnavutça: Perandoria Otomane (Osmanlı İmparatorluğu)
  • Macarca: Oszmán Birodalom (Osmanlı İmparatorluğu)

Tarihçe

Osmanlı İmparatorluğu belirli tarihsel dönemlere ayrılarak incelenir. Dönemler, Osmanlı Devleti'nin yönetim yapısına ve dünya siyasetindeki yerine göre belirlenmiştir. Toprak büyüklüğünü temel alan ayrıştırmalardan daha detaylı bir bakış açısına izin vermektedir.

Beylik dönemi

Beylik döneminin ne zaman başladığı belli değildir. Osman Gazi birliklerinin 1298 yılında İnegöl ve civarını fethetmesi sonucunda bağımsızlığını ilan etti[22]. Bu dönemde beylik dönemi sona ermiştir.

Moğol İmparatorluğu döneminde kaçan Süleyman Şah komutasındaki Kayılar ilk olarak 1227 yılında Anadolu'ya geldiler[23]. Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı Alaeddin Keykubad, Kayıları Karacadağ ve bölgesine yerleştirdi. Kayılar bu sırada 50.000 kişiydiler[22].Süleyman Şah'ın Fırat Nehri'nden geçerken, boğulması üzerine, Kayı Boyu'na mensup bazı kişiler Erzurum ve Erzincan civarına göç ettiler.[23] Bazıları da Suriye ve yeniden anayurtlarına göç etti.

Ertuğrul Gazi ise Söğüt ve civarına yerleşti. Bu sırada buraları fethetti. Ertuğrul Gazi yaklaşık 1000 km2 civarı bir toprak fethetmişti[24]. Ertuğrul Gazi tahminen 90 ya da 83 yaşında ölmüştü.[25][26] Aşiret Osman Bey'i seçti. Osman Gazi, devlete adını vermiştir.

1299–1453: Kuruluş

Ana madde: Osmanlı İmparatorluğu kuruluş dönemi

1299 yılına gelindiğinde Anadolu'da hüküm süren Anadolu Selçuklu Devleti yıkılma süreci içindeydi. Bu yıllarda Osman Bey, yakın arkadaşları ile birlikte Bilecik, Yarhisar ve İnegöl'ü fethetti.[24] 1301'de Yenişehir fethedildi. Osmanlı Beyliği, 1299'da resmen kuruldu.[24] (Bunun yanı sıra tarihçilerin bazıları beyliği kuruluşunu 1301 kabul eder. Halil İnalcık'a göre ise beylik 1302'de gerçekleşen Koyunhisar Savaşı ile kurulmuştur.[24][27]) 1302'de Bizans İmparatorluğu kuvvetleri, Osman Bey'i durdurmak için yola çıktı. Osman Bey, Bizans İmparatorluğu ile yaptığı ilk savaş olarak kabul edilen Koyunhisar Savaşı'nın kazananı oldu.[28]

1326'da Osman Bey, Bursa'yı kuşattı. Fakat kendisinin rahatsızlanması üzerine kuşatmaya Orhan Bey devam etti. Aynı yıl Bursa fethedildi ve başkent yapıldı.[29] Döneminde kendi adına para bastırarak beyliği devlet haline getirdi.[30] 1329'da III. Andronikos'un başında bulunduğu Bizans ordusu ile yaptığı Maltepe Savaşı'nı kazandı.[31] 1331'de İznik'i, 1337'de İzmit'i topraklarına kattı.[32][33] Ayrıca kendisinin döneminde devletin sınırları, komşu Türk beyliklerinin toprakları yönünde de genişlemeye başladı. 1345'te Karesioğulları Beyliği Osmanlı egemenliği altına girdi. Böylece Osmanlı, hem beyliğin donanmasından yararlandı, hem de Rumeli'ye geçiş için alınması gereken önemli bazı noktalara sahip oldu.[34] 1352'de, taht kavgaları ile mücadele eden Bizans yöneticilerinden Kantakuzen'e isteği üzerine yardım kuvveti gönderen Orhan Bey, yardımın karşılığı olarak Gelibolu Yarımadası'nda bulunan Çimpe Kalesi'nin sahibi oldu.[35] Çimpe Kalesi'nin ele geçirilmesi ile Osmanlı Devleti, ilk Rumeli toprağını kazandı.[36]

Orhan Bey'den sonra yerine I. Murat geçti. Murad Hüdavendigâr olarakta bilinen I. Murat, Osmanlı topraklarını Balkanlar yönünde genişletmeyi sürdürdü. İlk olarak Edirne yakınlarında yapılan Sazlıdere Savaşı ile Türk ilerleyişini durdurmak isteyen bir Bizans-Bulgar ordusunu yenilgiye uğrattı ve zaferin ardından Edirne'yi ele geçirdi. Kısa bir süre sonra, Edirne'yi geri almak isteyen Macar, Sırp, Bulgar, Eflâk ve Bosna birleşik ordusu ile Edirne yakınlarında karşılaştı. Yapılan Sırpsındığı Savaşı'nda karşı tarafı yenilgiye uğrattı. Döneminde, Bulgaristan, Yunanistan ve Sırbistan'ı ele geçirmeyi başardı. Döneminde, Hamitoğulları Beyliği'nden para karşılığı Akşehir, Yalvaç, Beyşehir, Seydişehir, Karaağaç, Eğirdir ve Isparta'yı; Germiyanoğulları Beyliği'nden çeyiz yoluyla Kütahya, Simav, Tavşanlı ve Emet'i aldı.[37] Balkan ve Avrupa devletlerinin Osmanlı'nın Avrupa yönündeki ilerlemesini durdurma çabaları I. Kosova Savaşı (1389) savaşı ile devam etti. Osmanlı, savaşın kazananı oldu fakat I. Murat, savaşın bitmesinin ardından şehit edildi.[38]

I. Murad'ın I. Kosova Savaşı sonrasında şehit edilmesi üzerine Osmanlı tahtına daha sonraları Yıldırım Bayezid olarakta tanınacak olan I. Bayezid geçti. I. Bayezid, Balkanlar'ın yanı sıra Anadolu'da siyasi birlik sağlama çabasına girişti. Bu kapsamda Aydınoğulları, Germiyanoğulları, Hamitoğulları, Menteşeoğulları ve Saruhanoğulları beyliklerini topraklarına kattı.[39] 1392'de Candaroğulları topraklarını ele geçirdi.[40] Saltanatı süresince dört kez İstanbul'u abluka altına aldı. Bunlardan üçüncüsünü 1396 yılında yaptı fakat Haçlı ordusunun Niğbolu'ya kadar gelmesi üzerine ablukayı kaldırdı.[41] Eylül 1396'da yapılan Niğbolu Savaşı'nı kazandı.[42] Savaşın ardından İstanbul'u dördüncü kez abluka altına aldı fakat bu albukayı da doğuda beliren Timur tehlikesi sebebiyle kaldırdı.[43] Çin'e sefer düzenlemek isteyen ve batısında güçlü bir devlet barındırmak istemeyen Timur, daha önceleri savaşarak yenilgiye uğrattığı Karakoyunlu ile Celayirîli hükümdarlarının Osmanlı'ya sığınmasını ve istediği şartların kabul edilmemesini ileri sürerek Osmanlı'ya savaş açtı. İki ordu, Ankara'nın Çubuk Ovası'nda karşılaştı. 1402'de yapılan Ankara Savaşı'nda Yıldırım Bayezid, kendisine bağlı Türk beylerinin Timur'un tarafına geçmesininde etkisi ile de yenilgiye uğradı; oğullarından Mustafa ve Musa ile birlikte Timur'a esir düştü.[39][44] Yıldırım, 1403'te Akşehir'de vefat etti.[44] Timur, Yıldırım'ın vefatı üzerine Musa'yı serbest bıraktı.[44]

I. Mehmet, Fetret Devri'ne son verdi.

Yıldırım Bayezid'in esir düşmesi ve esaret hayatındaki ölümünden sonra, oğulları İsa, Mehmet, Musa ve Süleyman arasında taht kavgaları başladı. Fetret Devri adıyla bilenen dönemin başında Timur, Yıldırım tarafından ele geçirilen Anadolu beylerine eski topraklarında yeniden bağımsız beylikler kurdurdu.[44] Tahtın sahibi olmak için şehzadeler arasında yapılan mücadelelerde ilk olarak Musa, İsa tarafından mücadelenin dışına atıldı ve ilk olarak Germiyanoğulları'na, ardından Karamanoğulları'na sığındı.[44] 1406'da yılında İsa, Mehmet'in tarafını tutan askerler tarafından öldürüldü.[44] Böylece mücadele Süleyman ve Mehmet arasında devam etmeye başladı; Süleyman, devletin Rumeli yakasının, Mehmet, Anadolu yakasının yöneticisi oldu.[44] İki kardeş arasında süren çatışmalar sırasında Musa, yeniden harekete geçti ve 1411'de Süleyman Çelebi'nin bulunduğu Edirne'ye baskın yaptı.[44] Aynı yıl Süleyman öldürüldü. 1411'den sonra çarpışmalar, Mehmet ve Musa arasında sürmeye başladı.[44] İki kardeş arasındaki mücadele, 1413 yılında Mehmet'in Musa'yı öldürtmesi ile sonlandı ve Fetret Devri noktalanmış oldu. Aynı yıl Mehmet, I. Mehmet unvanı Osmanlı tahtına oturdu. I. Mehmet, saltanatı sırasında Ankara Savaşı sonrası Anadolu'da yitirilen toprakların birçoğunu yeniden ele geçirdi.[44] Döneminde Venedikliler ile yapılan ilk deniz savaşı, başarısızlıkla sonuçlandı.[45] Şeyh Bedrettin, Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal isyanlarını bastırdı. Saltanatın sonlarında, Timur tarafından esir edilen kardeşi Mustafa olduğunu iddia eden bir kişinin kendisini (Bu kişinin gerçekten Şehzade Mustafa olup olmadığı hakkında kesin bir bilgi yoktur.) Osmanlı padişahı ilan etmesi üzerine, bu sorun ile uğraştı ve Mustafa'nın üzerine yürüdü. Mustafa, yenilmesinin üzerine Bizans'a sığındı.[46] I. Mehmed, 1421 yılına gelindiğinde vefat etti.[44]

I. Mehmed'in vefatı üzerine tahta II. Murat çıktı. I. Mehmet'in ölümü üzerine Bizans tarafından serbest bırakılan Mustafa, II. Murad'ın saltanatının başında Düzmece Mustafa İsyanı olarak bilinen isyanı çıkardı. Mustafa, 1422'de yakalandı ve idam edilerek isyan sonlandırıldı.[47] Aynı yıl İstanbul'u kuşattı fakat başarılı olamadı.[48] İki tarafda teknolojik bakımdan tamamen birbirine eşdi ve Türkler "bombardıman taşlarını almak için" barikat kurmak zorunda kalmışlardı.[48] Yine aynı yıl kendisinin kardeşi Küçük Mustafa'da tahta geçmek için isyan etti. İsyan, birkaç ay içinde bastırıldı.[49] Döneminde, Aydınoğulları, Germiyanoğulları, Menteşeoğulları ve Tekeoğulları tamamen Osmanlı egemenliği altına girdi.[50] 1444'te Macarlar ile Edirne-Segedin Antlaşması'nı imzaladı. Antlaşmaya göre, tarafların on yıl boyunca savaşmamaları kararlaştırıldı.[51] Barışın hemen ardından yerini kendi isteği ile on iki yaşındaki oğlu II. Mehmet'e bıraktı.[52] Osmanlı tahtının henüz on iki yaşındaki şehzadeye kalmasını fırsat olarak değerlendiren Haçlı birliği, Edirne-Segedin Antlaşması'nı yok sayarak Osmanlı'ya savaş açtı. Kasım 1444'te gerçekleştirilen Varna Savaşı için II. Murat tekrar ordunun başına geçti ve savaşı kazandı.[52] Ancak, savaşın hemen ardından tekrar tahta geçmedi; ikinci kez tahta geçmesi 1446 yılında gerçekleşti. 1448'de Osmanlı'nın Balkan hakimiyetine son vermek amacıyla kendisine saldıran Eflak ve Macaristan orduları ile II. Kosova Savaşı'nı yaptı; savaşın kazananı oldu.[53] 1451 yılına gelindiğinde vefat etti.[54] Vefatının üzerine tahta tekrar oğlu II. Mehmet geçti.

1453–1579: Yükselme

Ana maddeler: Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi ve İstanbul'un Fethi
II. Mehmed, İstanbul'un Fethi sırasında gemileri karadan yürütürken.

II. Mehmed, 1453'te kuşattığı İstanbul'u 29 Mayıs 1453'te fethetti ve başkent yaptı. Ardından, Doğu Roma tahtı üzerinde hak iddia edebilecek hanedanlara karşı harekete geçti. Mora Despotluğu (1460), Trabzon Rum İmpratorluğu (1461) ve Palailogoslar ile akrabalığı bulunan Galtulusi ailesini ortadan kaldırdı. Sırbistan, Bosna ve Hersek'i ilhâk etti (1459). Bünyesinde birden çok müslüman ve hristiyan ulusu barındıran Osmanlı Devleti böylece resmen İmparatorluk unvanı kazanmış oldu. Balkanlar'da genişleme Osmanlı Devleti'ni Tuna üzerinde Macaristan'la; Arnavutluk, Yunanistan kıyıları ve Ege Denizi'nde Venedik'le karşı karşıya getirdi. Uzun bir savaş (1463 - 1478) sonunda Venedik, İşkodra, Akçahisar kentleriyle Limni ve Eğriboz adalarını Osmanlılar'a bırakmayı ve elde ettiği ticaret serbestliği karşılığında her yıl 10.000 altın ödemeyi kabul etti. Bu savaş sürerken II. Mehmed, Karamanoğulları Beyliği'ni ortadan kaldırdı (1468); Karamanoğulları'nı koruyan ve Venedik'le bir antlaşma yapan Akkoyunlu hükümdârı Uzun HasanOtlukbeli'nde ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu zaferle Osmanlı Devleti Fırat'ın batısındaki Anadolu topraklarına yerleşti; Gedik Ahmet Paşa'nın Toroslar'ı ve Akdeniz kıyılarını zaptetmesiyle de Mısır Memlûkları ile sınırdaş oldu. Gedik Ahmet Paşa'nın 1475'te kuzey Karadeniz'e yaptığı sefer, Ceneviz kolonileri Kefe ve Sudak'ın fethi ve Kırım Hanlığı'nın Osmanlı himayesine girmesiyle sonuçlandı. Böylece Osmanlı Devleti bir iç deniz durumuna gelen Karadeniz üzerinde siyâsi ve iktisâdi tam bir egemenlik kurdu. II. Mehmed'in güney İtalya'nın fethiyle görevlendirdiği Gedik Ahmet Paşa, denizaşırı bir seferle Napoli Krallığı'nın elinde bulunan Otranto'yu aldı ve İtalya içlerinde harekâta başladı. Ama II.Mehmet'in 49 yaşındaki ölümü (1481) bu seferin yarım kalmasına neden oldu.

II. Bayezit (1481 - 1512), taht kavgasına girişen kardeşi Cem'i yeniçerilere dayanan İshak ve Gedik Ahmet paşaların desteğiyle yendi; Cem, Rodos Şövalyeleri'ne sığınmak zorunda kaldı. 1484'teki Boğdan seferi ile kuzey ticaretinin zengin limanları Kili ve Akkerman Osmanlı Devleti'ne katıldı. Cem'i ve Karamanoğulları'nın kalıntılarını destekleyen Memlûklar'la savaş (1485 - 1491) ise genellikle Osmanlılar'ın yenilgisiyle sonuçlandı. Venedik'le savaş (1499 - 1503), Devlete Modon, Koron, Navarin, İnebahtı limanlarını kazandırdı.

Yavuz Sultan Selim, Şah İsmail'in Anadolu'daki müritlerine karşı şiddetli bir mücadeleye girişti. Şah İsmail'e karşı Çaldıran'da kazandığı zaferden (1514) sonra Tebriz'e kadar ilerledi. Bundan sonra I. Selim, Memlükler'a karşı harekete geçti. Ateşli silahlardaki üstünlüğü sayesinde kazandığı Mercidâbık (1516) ve Ridâniye (1517) savaşları, Osmanlı Devleti'ne Suriye, Filistin ve Mısır'ı kazandırdı. Hicaz, Osmanlı egemenliğine girdi. Böylece Osmanlı Devleti, Hint Okyanusu'na açılma olanağına kavuştu ve İslam dünyasının önderliğini tartışmasız biçimde ele geçirdi. Bu arada I. Selim, halife ünvânı aldı ve bu unvan kendisinden sonra gelen Osmanlı padişahları tarafından da kullanıldı.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde devlet en güçlü ve şaşalı dönemini yaşamıştır.46 yıllık hükümdarlığında devlet doğal sınırlarına ulaşmış ve tam anlamıyla günümüzde süper güç tabir edilen konuma ulaşmıştır. Ayrıca, 13 büyük sefer düzenlemiştir. Başlıca seferleri; 1521'de Belgrad, 1522'de Rodos, 1526'da Mohaç, 1534'de Bağdat ve Tebriz, 1538'de Boğdan'ın tamamı ve Preveze, 1541'de Macaristan'ın tamamı, 1543'de Estergon, 1551'de Trablusgarp, 1553'de Safevi topraklarının bir kısmı, 1566'da Zigetvar'dır. Kanuni, I. Selim'den 6.557.000 km2 olarak devraldığı Osmanlı İmparatorluğu'nu, kırk altı yılda 14.893.000 km2'ye ulaştırmıştır (Avrupa'da 1.998.000 km2, Asya'da 4.169.000 km2, Afrika'da da 8.726.000 km2 olmak üzere). Zigetvar fethedilmeden bir gün önce, 6 Eylül 1566 tarihinde hayatını kaybetti.

1579–1699: Duraklama

Ana madde: Osmanlı Devleti Duraklama Dönemi

Osmanlı'da duraklama dönemi Sokullu Mehmet Paşa'nın ölmesiyle başlamıştır. Deneyimsiz kişilerin tahta geçmesi ile merkezi yönetimin bozulması sonucu, devlet yönetiminde otoritenin sarsılması, halkın devlete olan güveninin azalmasına ve iç isyanların çıkmasına neden olmuştur. Özellikle yeniçeriler artık padişaha karşı gelmekteydi. Yeniçerilerdeki 'Ocak, devlet içindir.' anlayışı yerine 'Devlet, ocak içindir.' anlayışı gelişmiştir.

II. Viyana Kuşatması'ndan bir resim. (1683)
Osmanlı Devletinin 1600 yılında sınırları

Avusturya ve İran seferleri sonucu oluşan ekonomik sıkıntılar, tımar sisteminin bozulması ve nüfus artışının yarattığı sosyal hayattaki sıkıntılar ve çağın gerisinde kalınması ile eğitim alanındaki bozulmalar sonucu devlet duraklama dönemine girmiştir. Coğrafi keşiflerle ticaret yollarının önem kaybetmesi, sık padişah değişmeleriyle çok verilen cülus bahşisi ve yeniçerilerin artmasıyla verilen ulufe miktarının da artması Osmanlı ekonomisini yıpratmıştır.

Celali ayaklanmaları, Osmanlı toprak düzenini büyük ölçüde değiştirmiş, ağır vergiler yüzünden ya da “Büyük Kaçgun” sırasında yerlerinden olan çiftçilerin toprakları mültezimlerin ya da yerel yöneticilerin eline geçmiştir. Vergiler yüzünden borca giren köylüler, işledikleri toprakları sonunda tefecilere kaptırdılar. Osmanlı toprak düzeninin belkemiği olan tımar sistemi bozuldu. Büyük nüfus hareketleri ortaya çıktı ve kentlere büyük göçler oldu. Tarımsal üretim geriledi ve kıtlık tarım ürünleri fiyatlarının yükselmesine yol açtı. On binlerce insan yaşamını yitirdi ve pek çok yerleşim yeri yıkıma uğradı. Osmanlıda eğitim(ilmiye)nin bozulması da Osmanlıyı geriletmiştir. Avrupa'daki gelişmeleri (Reform, Rönesans) Osmanlı Devleti'nin takip etmemesi Osmanlı için bir dezavantaj olmuştur.

Osmanlı Devleti'nin eğitim sisteminin bozulmasının nedeni Beşik Ulemalığı denilen sistemin ortaya çıkmış olmasıdır.Bu sisteme göre müderrislerin(Öğretmen) yeni doğan çocukları doğduğu andan itibaren medrese(Eğitim yuvası) öğretmeni sayılıyordu.

1699–1792: Gerileme

Gazi Halife, Sultan III. Selim,Selīm-i sālis Han, سليم ثالث
Ana madde: Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi

Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi, Osmanlı tarihinde Karlofça Antlaşması’ndan (1699) başlayarak, Yaş Antlaşmasına kadar (1792) geçen süreye denir. Bu dönemin sonlarına doğru, Osmanlı Devleti'ne Avrupalılar tarafından "Hasta Adam" denmeye başlanmıştır. Çünkü bu dönemde Osmanlı Devleti, büyük oranda toprak kayıpları yaşamıştır.

Bu dönemde Karlofça ve İstanbul Antlaşması’yla kaybedilen yerleri geri almak ve mevcut toprakları korumak amacıyla batıda Avusturya ve Venedik, kuzeyde Rusya ve doğuda İran ile savaşlar yapılmıştır.

Bu yüzyılda Avrupa’dan geri kalındığı Pasarofça Antlaşması’ndan itibaren kabul edilmiş ve yapılan ıslahatlarda Avrupa örnek alınmıştır.

26 Ocak 1699 tarihinde Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ile imzalanan Karlofça Antlaşması, Osmanlı-Kutsal ittifak Savaşları'nı bitirmiştir. Karlofça Antlaşması, Osmanlı Devleti'nin toprak kaybettiği ilk antlaşmadır. Bu tarihten sonra Osmanlı Devleti'nin gerileme dönemi başlamıştır. Papa tarafından Osmanlı Devleti'ne karşı Almanya İmparatorluğu, Avusturya Arşidüklüğü, Polonya Krallığı, Rusya Çarlığı, Malta Sen Jean Şövalyeleri Tarikati ve Venediklilerden(İtalyan) oluşan bir ittifak ile uzun süren savaşlar sonunda yorgun düşen Osmanlı Devleti, Banat ve Temeşvar hariç, bütün Macaristan ve Erdel Beyliği Avusturya'ya, Ukrayna ve Podolya Lehistan'a, Mora ve Dalmaçya kıyıları Venediklilere bırakmıştır.

Bu yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti, kaybettiği toprakları geri alarak Avrupa'da tutunmayı ve eski gücünü korumayı amaçlamıştır. Ancak bir süre sonra bu amacına ulaşamayacağını anlayınca elindeki toprakları koruma politikası izlemeye başlamıştır.

1792–1922: Dağılma

I. Dünya savaşı öncesi Osmanlı devleti ve vasal teorileri
Ana madde: Osmanlı Devleti Dağılma Dönemi

Bu dönem 1792 Yaş Antlaşması ile başlayıp 1922 de Osmanlı Devleti'nin yıkılışına kadar devam eden dönemdir. Osmanlı Devleti Avrupalı devletlerin kendi aralarındaki çıkar çatışmalarından yararlanıp denge politikası izleyerek varlığını korumaya çalışmıştır.

Osmanlı Avrupa'da çıkan isyanlar ve uzun süren Rus savaşları ile iyice yıpranmış ve devlet yönetiminde ıslahata yönelik çalışmalar yapılmış ise de pek başarılı olunamamıştır.

Saltanat Makamı

Ana madde: Osmanlı padişahları

Ayrıca Bakınız: Osmanlı Hanedanı soy ağacı

Osmanlı hanedanınıdan 36 padişah toplam 623 sene hüküm sürmüştür. İlk önce Bey diye adlandırılan padişahlar, 1383'den itibaren Sultan, 1517 tarihinden sonra da Sultan unvanına ek olarak Halife unvanını da taşımaya başlamışlardır.

Osmanlı padişahları tahta çıktıklarında yayımladıkları bir tür genelge olan Adaletnâme; kanunlara uyulması ve herhangi bir haksızlığa hiç kimsenin uğratılmaması konuları hakkında kaleme alınırdı.

Divan-ı Humayun

Osmanlı Devleti kurulduğunda bir divan vardı ve belli başlı uyeleri bulunmaktaydı. Bunlar; Padişah,Sadrazam,Vezir-i Azam, Rumeli ve Anadolu Kazasker'leri, Defterdar, Şeyhülislam,Kaptan-ı Derya, Nişancı

Fatih Sultan Mehmet'ten sonra Vezir-i Azamların görüşlerini daha rahat söylemesi için padişahlar toplantıları arka tarafta bir bölümden izlemiş, divana Vezir-i Azam başkanlık yapmıştır. Bu meclis Osmanlı Devleti'nin yönetiminde Padişaha yardımcı olurdu.

Divan-ı Humayun Üyeleri

Vezir-i Azam (Sadrazam): Padişahtan sonraki en yetkili devlet adamıdır. Padişahın mührünü taşırdı.
Vezir: Sadrazamdan sonraki en yetkili kişidir. Sadrazamın verdiği görevleri yapardı.
Kazasker: Anadolu ve Rumeli'de olmak üzere iki ayrı kazasker bulunurdu. Adalet işlerine bakardı. Ayrıca kadı ve müderrislerin atamasını ya da görevden alma işini yapardı. Bugünkü yargı görevini yaparlardı.
Defterdar: Anadolu ve Rumeli'de iki ayrı defterdar vardı. Rumeli'deki baş defterdardı. Maliye işlerini yapardı. Bugünkü Maliye bakanlığı görevini yürütürdü.
Nişancı: Tapu, kadastro, fethedilen yerleri gelirlerine göre deftere kaydetmek işlerini yürütürdü.
Şeyhülislam: Devlet'te iken verilen kararların İslam'a uygun olup olmadığına karar verir, bu karara fetva denirdi. Sadrazamla eşit rütbedeydi. Şeyhülislam, divan aslî üyesi değildi, gerekli görülen konularda çağrılır ve fikri alınırdı.
Kaptan-ı Derya: Donanma ve denizcilikle ilgili işlerden sorumludur. İstanbul'dayken Divan toplantılarına katılırdı. Kaptan-ı Derya da aslî üye değildi, gerekli görülen konularda çağrılır ve fikri sorulurdu.

Divan-ı Hümayun 2.Mahmut dönemi'de kaldırılarak yerine nazırlıklar (bakanlıklar) kuruldu.

Yerel Yönetimler

Osmanlı Devleti yönetim birimleri bakımından büyükten küçüğe aşağıdaki gibidir.

Yönetim Birimleri

  • Sancak (İl veya birkaç il bir arada)

Yönetenler

Din

Ana madde: Osmanlı İmparatorluğu'nda din

Osmanlı Devleti'nde İslamiyet baskın din olmakla birlikte, İslam inancında "semavi dinler" olarak kabul edilen Musevilik ve Hıristiyanlık dinlerinin mensupları, millet sistemi sayesinde o dönemde batı ülkelerinde azınlık dinlerine gösterilen hoşgörünün üzerinde bir rahatlık içinde yaşamayı sürdürdüler. Hristiyanlığın Ortodoks ve Gregoryen kiliseleri millet sistemi içinde meşru bir şekilde örgütlenmiş durumdaydı. Bu inançlara mensup kişiler, kendi dini kurallarına göre yargılanırdı.

Buna karşılık millet sistemine dahil olmayan dinlerin, devlet içinde meşru bir varlığı bulunmuyordu.

Hilafet

Ana madde: Hilafet

Hilafet veya Halifelik, İslami siyasi ve hukuki yönetim makamına ve yönetime verilen isimdir. Halife ise Hilafet makamındaki kişiye denir. İslamiyet Peygamberi Muhammed'in ölümünden sonra makam bir süre daha bir yönetim biçimi olarak varlığını sürdürmüş olsa da zamanla daha çok İslami bir toplumu veya İslam Devleti'ni vurgulamak için kullanılan bir terim olmuştur.

Halifelik daha çok müslümanların Sünnî kanadının temsilcisi olarak kabul görmüştür. Şiî kanadı büyük ölçüde Sünnî hilafet yönetimi altında yaşasa da Halife'yi kabul etmemişlerdir. Halifeliği Şiî'likteki ya da Alevilik'teki İmamet'ten farklı kabul etmek gerekir. İmamet teokratik bir özellik taşımasına rağmen, Halifelik teokratik bir özellik taşımamıştır. Halifeler yetkilerini saltanat dahi olsa Ümmet'in biat'ı ile devralmışlar, yönetim işlerini de büyük ölçüde danışmaya dayalı olarak yürütmüşlerdir. Bu anlamıyla teokratik olmaktan öte dünyevîdir.

Halife, ilk zamanlarda İslam toplumunda ilerigelenlerin seçimiyle başa geldiği halde, Emevi ailesine geçmesinin ardından saltanat şeklini almıştır. Abbasi Hanedanı'ndan gelen halifelerin 10. yüzyılda zayıflamasına kadar devlet başkanı görevini yürüten halife, bu dönemde siyasi gücün yerel hükümdarların eline geçmesinin ardından sadece ruhani önder veya İslami toplulukların onursal lideri haline gelmiştir. Abbasiler döneminde Bağdat'ta yaşayan halife, Moğolların 1258 yılında Bağdat'ı yağmalamaları sonucunda Mısır'a Memluk himayesine kaçmış, 16. yüzyılın başında Yavuz Sultan Selim'in Memluklar'a son vermesiyle birlikte İstanbul'a taşınmıştır. Daha sonra Osmanlı Hanedanı'na geçen halifelik, 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla fiilen hilafetin olmamasına rağmen resmen halifeliğin varisi Türkiye olmuştur. 3 Mart 1924 tarihinde laiklik ilkesi gereğince halifelik Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından resmen kaldırılmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Musevilik ve Hıristiyanlık

İslam inancında "semavi dinler" olarak kabul edilen Musevilik ve Hıristiyanlık dinlerinin mensupları, millet sistemi sayesinde o dönemde batı ülkelerinde azınlık dinlerine gösterilen hoşgörünün üzerinde bir rahatlık içinde yaşamayı sürdürdüler. Hristiyanlığın Ortodoks ve Gregoryen kiliseleri millet sistemi içinde meşru bir şekilde örgütlenmiş durumdaydı. Bu inançlara mensup kişiler, kendi dini kurallarına göre yargılanırdı.

Misyonerlik faaliyetleri

Ana madde: Osmanlı'da misyonerlik

1820 yılında başlayan ve Kurtuluş Savaşı'na sonuna kadar süren zaman içerisinde Osmanlı Devleti'nde misyonerlik faaliyetleri çok hızlı bir şekilde gelişmiştir. Misyonerlik faaliyetlerini bu denli başarılı olmasında şüphesiz Osmanlı Devleti'nin Islahat Fermanı ile verdiği ayrıcalıklar, kapitülasyon anlaşmaları ile verilen ayrıcalıklar ve Osmanlı Devleti'nin bölgelerine ilgi göstermemesi etkili olmuştur. Başlangıçta kendilerine Anadolu'da hedef bulamayan misyonerler daha sonra Ermenilere odaklanıp çalışmalarında başarılı olmuşlardır. Açtıkları okullardan mezun olanların başarılı olmaları bu okulların etkilerini artırmıştır. Hatta zamanla Müslüman Türkler dahi çocuklarını bu okullara göndermişlerdir.

Misyonerlerin genel hedef kitleleri, İslamiyet'in yaygın olduğu bölgeler olmuştur. Bu çalışma Osmanlı Devleti ile sınırlı kalmayıp Afrika Kıtası, Arap Yarımadası, İran ve Orta Asya halklarına yönelik bir çalışmadır.

Laiklik

Ana madde: Osmanlı İmparatorluğu'nda laiklik

Ekonomik yapı

Ana madde: Osmanlı İktisâdi Yapısı

Son padişaha kadar bütün Osmanlı paralarının üzerinde Kostantiniye ibaresi kullanılmıştır. Kurtuluş Savaşı'nda Yunanların bunu ilk Doğu Roma İmparatoru I. Konstantin yerine Yunan Kralı I. Konstantin'i kastederek kullanmaları üzerine kullanılmasından vazgeçilmiştir.

Osmanlıda merkezi otoritenin her yerde etkin olmasını sağlayan, devlet hazinesinden para harcanmadan asker yetiştirilen ve toprağın işlenmesini de sağlarken en uç beylere kadar güvenliği taşıyabilen bir sistem vardi. Buna Tımar sistemi deniyordu. Reayaya verilen toprakları 3 yıl bekletmeksizin işlemesi ve kazancından bir kısmıyla da tımarlı sipahileri yetiştirmesi gerekiyordu. Böylece devlet hazinesi de azalmıyor, üstüne üstlük her an savaşa hazır asker yetişmiş oluyordu.[kaynak belirtilmeli]

Osmanlıda ki bir başka yapı da taşraydı. Başkent dışındaki her yer taşra olarak isimlendiriliyordu.[kaynak belirtilmeli]

Ordu

Ana madde: Osmanlı Askeri Teşkilatı

Osmanlı ordu teşkilatı Anadolu Selçukluları, İlhanlılar ve Memluklular devletlerinin askeri teşkilat yapılarından belirli ölçülerde yararlanılarak kurulmuştur.

Osmanlı Devleti Ordusu'nun Başkomutanlık görevini Hakanlar yapmışlardır.

Yaya ve atlılardan oluşturulan ordunun atsız kısmı "yaya”, süvarileri ise "müsellem” şeklinde adlandırılmıştı. Kapıkulu Ocakları'nın kuruluşuna kadar savaşlarda fiili olarak hizmet gördüler.

Osmanlı Devleti'nin temeli atılırken süvari olan beylik kuvvetlerinin yerine vezir Alâaddin Paşa ile Kadı Cendereli Kara Halil'in tavsiyeleriyle Türk gençlerinden oluşan ayrı ayrı biner kişilik yaya ve müsellem isimleriyle muvazzaf ade ve süvari kuvveti kuruldu.

Topcu arması

Kara kuvvetleri

Ana madde: Osmanlı Ordusu

Yaya ve müsellemlerin temelini attığı ordu teşkilatı zamanla kuvvet ve sınıflara ayrılmıştır. Osmanlı ordusu başlıca 3 ana kuvvetten oluşmaktadır. Bunlar; Kapıkulu Ocağı, Eyalet Askerleri, Akıncılardır.

Kapıkulu Ocağı, Osmanlı Devleti'nin sürekli ordusunu oluşturan ve doğrudan padişaha bağlı olan yaya, atlı ve teknik sınıftan asker ocaklarına verilen addır. Kapıkulu ocaklarının kurulmasından önceki dönemde Osmanlı Devleti'nin askeri gücünü yayalar ve müsellemler oluşturuyordu.

Donanma

Ana madde: Osmanlı Donanması
Bir minyatürde Osmanlı kadırgası.

Osmanlı Devleti'nin denizcilikle ilgilenmeye başlaması İzmit ve Gemlik taraflarının, daha sonra da Karesi ilinin alınması ile başlamaktadır. Karesi Beyliği gemilerinden faydalanılarak, Rumeli'ye geçen Osmanlı, 1390 yılında Gelibolu'da önemli bir tersane yapmıştır.

Saruhan, Aydın ve Menteşe beylikleri gibi denizde kıyısı olan beylikler, Osmanlı Devleti'nin idaresine girince, onların tersanelerinden de istifade edilmişti.

Bu yıllarda Türk Denizciliği'nin ilk ismi Çaka Bey İzmir'de donanmasını kurmuş, daha sonra ise kızını Kılıçarslan ile evlendirmiştir.

Ayrıca daha sonralardan donanmaya kadırga isimli gemiler girdi. Kadırga hem küreği hem de yelkeni olan gemidir.

Hava kuvvetleri

Ana madde: Osmanlı tayyare bölükleri
Balkan Harbinde Osmanlı pilotları, 1912

Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa tarafından 1909'da ilk adım atılan Osmanlı askerî havacılığı, resmi olarak 1 Haziran 1911 tarihinde Fen Kıtaları Müstahkem Genel Müfettişliği 2. Şubesi bünyesinde Havacılık Komisyonu adıyla faaliyete geçirilmiştir. Havacılık Komisyonu'nun temellerini Fransa’dan satın alınan biri 25, biri de 50 beygirlik iki uçak oluşturmuştur.

Osmanlı Devleti dağılma dönemi Osmanlı Devleti gerileme dönemi Osmanlı Devleti duraklama dönemi Osmanlı Devleti yükselme dönemi Osmanlı Devleti kuruluş dönemi Osmanlı Devleti beylik dönemi Modern Avrupa Fransız Devrimi Rönesans Yeni Modern Avrupa Orta Çağ V. Murat IV. Mustafa III. Mustafa II. Mustafa I. İbrahim Yavuz Sultan Selim Fatih Sultan Mehmet Yıldırım Beyazid VI. Mehmet Abdülaziz III. Selim III. Osman II. Ahmet IV. Murat I. Ahmet II. Selim II. Murat I. Murat V. Mehmet Abdülmecit I. Abdülhamit I. Mahmut II. Süleyman I. Mustafa III. Murat II. Beyazid II. Murat Orhan Gazi II. Abdülhamit II. Mahmut III. Ahmet IV. Mehmed II. Osman I. Mustafa Kanuni Fatih Sultan Mehmet I. Mehmet Osman Gazi İkinci Meşrutiyet Mısır Ermeni Kırımı Tanzimat Birinci Meşrutiyet Yunan İsyanı Osmanlı-Rus Savaşları Osmanlı Devleti'nde askerî reformlar Osmanlı Devleti'nde milliyetçilik Lâle Devri II. Viyana Kuşatması Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları Çaldıran Muharebesi İstanbul'un Fethi I. Kosova Muharebesi Osmanlı padişahları listesi

Osmanlı topraklarındaki şu anki devletler

Ana madde: Eski Osmanlı topraklarında şu an bulunan devletler listesi

Osmanlı İmparatorluğu'nun sahip olduğu topraklar üzerinde şu an toplam 34 ülke vardır. Ayrıca Osmanlı 8 ülkeyi Hilafeten kendisine bağlamıştır.

Kaynakça

  1. ^ Devlet-i ebed müddet
  2. ^ The Encyclopædia Britannica, Vol.7, Edited by Hugh Chisholm, (1911), 3; Constantinople, the capital of the Turkish Empire...
  3. ^ Britannica, Istanbul:When the Republic of Turkey was founded in 1923, the capital was moved to Ankara, and Constantinople was officially renamed Istanbul in 1930.
  4. ^ "Ankara'nın Başkent Oluşunun 89. Yılı Kutlu Olsun" (WMV). ttk.org.tr. 2012. Erişim tarihi: 16 Ocak 2013.
  5. ^ Peter Turchin, Thomas D. Hall, Jonathan M. Adams, East-West Orientation of Historical Empires, Journal of World-Systems Research Cilt 12 (No: 2), 2006, s. 219-229. (İngilizce)
  6. ^ Orhan Dündar, Erhan Dündar, 1.Dünya Savaşı, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1999 ISBN 975-11-1643-0
  7. ^ a b c Population of Eastern Balkans Tacitus Historical Atlas
  8. ^ Defeat in detail: the Ottoman Army in the Balkans, 1912-1913, Edward J. Erickson, sayfa 59
  9. ^ Ekmeleddin İhsanoğlu (2004). Osmanlı askerlik literatürü tarihi. İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi. ss. 741.
  10. ^ "Osmanlı banknotu". Erişim tarihi: 3 Ağustos 2010.
  11. ^ E. J. Brill (1974). "The Ottoman state and its place in world history". Brill Academic Publishers. ss. s. 18.
  12. ^ atilim.edu.tr "Osman Gazi". Erişim tarihi: 2009-04-21.
  13. ^ Prof. İnalcık: Osmanlı 1302'de kuruldu
  14. ^ Bilim.org - ""Osmanlı İmparatorluğu Söğüt'te değil Yalova'da kurulmuştur". 23 Mayıs 2009 tarihinde erişilmiştir.
  15. ^ Osmanlı İmparatorluğu'nun En Geniş Sınırlarını Gösteren Harita
  16. ^ Directholidays - Lanzarote
  17. ^ "Discover South Iceland - Vestmannaeyjar". Erişim tarihi: 2009-04-21.
  18. ^ Tripatlas "Lundy". tripatlas.com. Erişim tarihi: 2009-12-28.
  19. ^ "Osmanlı'da Hoşgörü". OSAV. Erişim tarihi: 28.12.2009.
  20. ^ "Osmanlı Yönetim Anlayışı". bilimarastirmavakfi.org. Erişim tarihi: 2009-12-28.
  21. ^ O. Özgündenli, "Persian Manuscripts in Ottoman and Modern Turkish Libraries", Encyclopaedia Iranica, Online Edition, (LINK)
  22. ^ a b Özdamarlar, Metin (2009). "Kuruluş" (Türkçe). İlk Adımlar. Timaş Yayıncılık. ss. 12, 13. ISBN 978-975-263-887-7.
  23. ^ a b Tektaş, Nazım (2006). "Giriş" (Türkçe). Çadırdan Saraya Saraydan Sürgüne Osmanlı. Çatı Yayıncılık. ss. 9, 10. ISBN 975-7645-70-2.
  24. ^ a b c d "ERTUGRUL GAZI". enfal.de. Erişim tarihi: 2010-01-22.
  25. ^ Şahiner, Atilla (2007). "Osman Gazi" (Türkçe). Osmanlı Tarihi. Timaş Yayıncılık. ss. 16, 17. ISBN 978-9944-75-902-1.
  26. ^ "Ertuğrul Gazi". Kimkimdir.gen.tr. Erişim tarihi: 2010-01-23.
  27. ^ "Prof. İnalcık: Osmanlı 1302'de kuruldu". ntvmsnbc.com. 27 Temmuz 2009. Erişim tarihi: 18 Kasım 2012.
  28. ^ Nicol, Donald M., Byzantium and Venice: A Study in Diplomatic and Cultural Relations, (Cambridge University Press, 1999), 223.
  29. ^ "Bursa'nın Fethi - Bursa Büyükşehir Belediyesi". bursa.bel.tr. Erişim tarihi: 18 Kasım 2012.
  30. ^ Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (1945), "Gazi Orhan Beyin hükümdar olduğu tarih ve ilk sikkesi", Belleten C.VIII, s.207-211
  31. ^ Heath, Ian and Angus McBride, Byzantine Armies 1118-1461 AD, (Osprey Publishing, 1995), 8.
  32. ^ A History of the Byzantine State and Society, Treadgold, W., Stanford Press, 1997
  33. ^ R.G. Grant, Battle: A Visual Journey Through 5,000 Years of Combat, Dorling Kindersley Publishers Ltd, 2005. ISBN 0-7566-1360-4
  34. ^ İsmail Hakkı Uzunçarşılı "Karesi Vilâyeti Tarihçesi", Zağnos Kültür ve Eğitim Vakfı (2000), sf.68. ISBN 975-94473-3-9.
  35. ^ Halil İnalcık, Devlet-i !Aliyye, Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-I, Klasik Dönem (1302-1606): Siyasal, Kurumsal ve Ekonomik Gelişim, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2009, s. 49-53. ISBN 978-9944-88-465-1
  36. ^ Aktepe, M.Münir (1950) "Osmanlıların Rumelide ilk fetihleri: Çimpe kalesi", Tarih Dergisi, C.2 say.283-307
  37. ^ "Şehzade Bayezid (Yıldırım Bayezid)" (DOC). amasya.gov.tr. Erişim tarihi: 18 Kasım 2012.
  38. ^ Feridun Bey, Münşeattü's Selâtin, İstanbul, Hicri. 1274-1275 (Osmanlıca)
  39. ^ a b Alphonse de Lamartine (Eylül 2005) [1854]. Historie de la Turquie (Aşiretten Devlete). Bilge Kültür Sanat. (Çeviren: Dr. Reşat Uzmen). ss. 120,126,154,159, 160. ISBN 975-6316-54-3.
  40. ^ Yücel, Yaşar M. (1963) "Kastamonu'nun ilk fethine kadar Osmanlı-Candar muüasebetleri", Tarihi Araştırmalar Dergisi C.I say.133-144
  41. ^ Charanis,P. (1942) "The strife among Palaeologi and the Ottoman Turks (Palaeiologlar ile Osmanlı Türkleri arasında çekişmeler)", Byzantion C.16 say.286-314 (İngilizce)
  42. ^ "Niğbolu Zaferi (25 Eylül 1396)". tsk.tr. Erişim tarihi: 18 Kasım 2012.
  43. ^ Öztuna,T.Yılmaz (1946). Ankara Muharebesi, İstanbul
  44. ^ a b c d e f g h i j k Sakaoğlu, Necdet (1999), Bu mülkün sultanları, İstanbul: Oğlak yayınları ISBN 975-329-299-6, say.52, 62, 67
  45. ^ Norwich, John Julius (1982) A History of Venice, Londra:Penguin ISBN 0-14-101383-4 (İngilizce) say. 193-194
  46. ^ Norwich, John Julius (1982), Byzantium: Decline and Fall, Londra:Penguin ISBN 0-679-41650-1 (İngilizce) say.378
  47. ^ Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (1995). Büyük Osmanlı Tarihi. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayınları.
  48. ^ a b Stephen Turnbull, The Walls of Constantinople, AD 324–1453, Osprey Publishing, ISBN 1-84176-759-X.
  49. ^ Joseph von Hammer: Osmanlı Tarihi Vol I (condensation: Abdülkadir Karahan), Milliyet yayınları, İstanbul. ss 79-80
  50. ^ Ahdnameler ışığında Osmanlı-Venedik diplomatik ilişkileri - Ottoman-Venetian diplomatics, the Ahd-Names (İngilizce), Dr. Hans Theunissen, Leiden Üniversitesi, Hollanda, 1998, içinde 5. bölüm Venedik ile Türkmen Beylikleri Menteşe and Aydın - Venice and the Turcoman Begliks of Menteşe and Aydın
  51. ^ Sugar, Peter (1977). "Chapter 1: The Early History and the Establishment of the Ottomans in Europe" (Reprint). Southeastern Europe Under Ottoman Rule, 1354-1804. University of Washington Press. Erişim tarihi: 2007-05-19.
  52. ^ a b İnalcik, Halil (1995) a.g.e. s.61-67
  53. ^ Larousse (1993) (Türkçe). Théma Larousse Cilt-1 sf.141. İstanbul: Milliyet.
  54. ^ Atilla Şahiner (2008). "Osmanlı Tarihi". Lacivert Yayınları. ss. 80.


 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol